Kürdistan Komünist Partisi – KKP Özgürlüğün ve sosyalizmin sesi

Bu gün, sömürgeci Fars rejimince Kürdistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Pêşewa Qazî Muhammed ve yoldaşlarının Çarçıra Meydanı’nda idam edildikleri gündür.

Kapitalist sermaye ve ceberut kanlı iktidarı; 1972 yılında Kızıldere’de katlettikleri başkaldırının, faşizme karşı mücadelenin ve işçi emekçi iktidarına giden sosyalist devrim mücadelesinin önder simgeleri Mahir Çayan ve yoldaşlarımızı nice 48. yıllarda da bizlere, halkımıza/halklara unutturamadı, unutturamazlar da!

İnsanlık, halklar; Çin’in Wuhan kentinde görülen ve hızla yayılan Koronavirüs adıyla yeni küresel tehditle yüz yüze. Çin, Singapur, Hong Kong, Taylan virüsü kontrol altına alırken; başta AB olmak üzere küresel olarak Korona tehdidi ağırlaşıyor.

Newroza hemû gelê me, a karkerê me, jin û ciwanên me pîroz be. Ni bo gelê me û gelanên me wateya Newrozê çî ye tê çi wateyê. Newroz ji bo gelê me şîn û şahîye. Dagirkerî û serxwebûn e.

5 bini kimyasal gazlarla olmak üzere toplamda 182 bin insanımızın katledildiği bu acıları biz Kürtlere, Kürdistan halkına yaşatanları bir kez daha lanetlerken ölen canlarımızı saygıyla anıyoruz. Bir kez daha halkımıza başsağlığı diliyor geride kalanlarımızın acılarını paylaşarak büyük sabırlar diliyoruz.

Devrimci onurunu yücelterek mücadelemize ışık tutan Halil ULUĞ yoldaşı yitirişimizin 39’ncu yılında da anıları önünde saygı ve özlemle eğilerek anıyoruz.

Rejim destekli resmi ve sivil faşist güçlerce 16 Mart 1978 günü İstanbul Üniversitesi’nde okuyan devrimci öğrencilere dönük saldırı da hayatını kaybeden 7 canımızın ebediyetlerinin 42. yıldönümünde onları saygıyla, saldırının faili belli tüm kesimlerini de bir kez daha lanetle anıyoruz!

Halka ve emeğe adanmış üç yiğit yoldaşımızı 38. yılında da unutmayarak, bizlere miras bıraktığı ulusal ve toplumsal mücadele bayrağını alanlarda dalgalandırmaya devam edeceğiz!

Parçalanmış Kürdistan’ın her parçasında halkımızın zalim sömürgecilere karşı sürdürdüğü bitmeyen hak arama ve varlık mücadelesinin kanlı katliamlarla karşılanmasının bir örneğini de 12 Mart 2004 tarihinde Qamişlo’da yaşadık. Bu katliamı bir futbol maçı karşılaşmasının ardına gizleyerek 52 insanımızın yaşamını yitirmesine, binlercemizin yaralanmasına ve iki bin kardeşimizin tutuklanmasına yol açan sömürgeci zihniyeti ne unuttuk ne de affedeceğiz. Yaşadığımız sürece de onları hep lanetleyeceğiz!

12 Mart 1995 tarihinde devlet tertibiyle İstanbul’un Gaziosmanpaşa ilçesinde Gazi Mahallesi’nde bir kahvehanenin ağır silahlarla taranması ve akabinde Gazi Olayları diye bilinen arbede sonucu yaşamını yitiren 22 canımızın aziz hatırası önünde saygıyla eğilirken faili bizce belli bu organize tertipçileri de bir kez daha lanetliyoruz.

Genç yaşlarda özgürlük ve sosyalizm mücadelesi saflarındaki yerini alan ve elim bir trafik kazası sonucu çok genç yaşta aramızdan ayrılıp ebedileşene kadar mücadele alanlarını terk etmeyen Murat Yaman yoldaşımızı bugün bir kez daha anıları önünde saygıyla eğilerek minnet ve şükranla anıyoruz.

21. yüzyılın henüz başlarındayız ancak dünyanın neredeyse tamamında farklı sorunlarla ama aynı erkek egemen sisteme karşı kadın mücadelesi gelişmektedir. Kadın hareketi, kendi eşitlik mücadelesini yürüttüğü gibi aynı zamanda dünyadaki tüm toplumsal mücadelelerde de başı çekmektedir.

Hüseyin yoldaş, 50 yıllık siyasi yaşamı boyunca halkımızın, işçi sınıfının kurtuluşu, özgürlük ve sosyalizm davası için mücadele etti. Yaşamı boyunca dik durdu, onurlu yaşadı, halkın yaşamını kolaylaştırmayı ilke edindi. Bu özellikleriyle o daima Adıyaman halkının sevgiyle, saygıyla anacağı Hüseyin Sekman olarak kalacaktır.

Düşündüklerini yaşam biçimi haline getiren ve ona uygun davranarak hayatın her alanında rejime, sisteme devrimci temelde muhalefetini sürdürmekten dolayı büyük acılar, zulümler yaşamış olan yayıncı, yazar, insan hakları aktivisti Muzaffer Erdost’u yitirdik!

Ziman tenê ne ragihandin e, ew di eynî demê de yek nasname ye. Eydê yek erdnîgariyê û hebûniya yek neteweyî ye.